Kitaplar hakkında arka kapaklarda yazanlardan daha çok şey öğrenmek istiyorsanız..
5 Mayıs 2021 Çarşamba
OLAĞAN PSİKOPATLAR'DAN HAYAT DERSLERİ
Domingo Yayınevi’ne ve Cem Duran çevirilerine bayılıyorum. “Gen”
ile keşfettiğim bu ikili benim için dönüm noktası oldu, demek isterdim fakat o
boyutta bir değişim içine giremedim. Gene de sık sık Domingo’dan bir kitap
okumaya çalışıyorum ve yeni kitap alacaksam önce Domingo’ya bakıyorum. İşte bu
Cem Duran çevirilerini inceleme esansında aldığım bir kitap “Olağan Psikopatlar”
psikopat olmadığımı anlama ve o esnada neden değilim diye üzülüp kahrolmamla
neticelendi. Psikopat olmadığı için insan üzülür mü demeyin; yazar öyle bir
anlatmış ki psikopatları, öyle bir övmüş öyle bir övmüş ki… insan kendini kötü
hissediyor. Belki ben de öyleyim diye bir umut ve her seferinde olmadığın
gerçeğiyle yüzleşme. Hem sorular hem de şemalarla yazar çok net bir şekilde
psikopat mısınız değil misiniz anlamanızı sağlıyor. Kitabı okuyorsanız da
muhtemelen değilsiniz bu da şahsi görüşüm, hangi psikopat “psikopat” kitabını
okur ki, değil mi ama! Zaten yazar bir soru soruyor sonra sizin cevabını bilip,
değil işte bilemediniz diyor. Psikopatların hepsi iş hayatında çok başarılı,
kimsenin hayır diyemediği, şeytan tüyüne sahip, soğukkanlı neyse uzatmayayım
kısaca yazayım “mükemmel” insanlar. Kitapta beni çok etkilen iki kısım oldu.
Birincisi Ted Bundy (hayatını yazmaya kalktığım seri katil! Ne cesaret
bilmiyorum muhtemelen cahil cesareti, alt yapın ne ki böyle bir işe
kalkışıyorsun – zamanında yani, şimdi biraz daha akıllandım- ama ilerde Martin
Eden olursam bu kitap müsveddesini asla yollamam yayınevine falan, aslında
silmek lazım ama arada şöyle bir göz atıp kendimi eziklemek hoşuma gidiyor.
Maazallah onu bastırmaya çalışmış olabilir ve daha da kötüsü muvaffak olarak
yani bastırmayı başararak şu anda tüm toplum tarafından ezikleniyor olabilirdim!
“Sadece Ted” O yüzden o müsvedde bana hep hayatta şans denen şeyin de olduğunu,
ara sıra bana da denk geldiğini ve Rabbimin bizi, biz farkında olmadan ne büyük
belalardan kurtardığını hatırlatıyor!) kurbanları yürüyüşünden anladığını
söylemiş, hatta bunu söyleyen başka seri katiller de çıkmış. Gerçekten bir
insanın yürüyüşünden potansiyel kurban olup olmadıklarını anlıyorlarmış. Yapılan
anket, test, gözlem vs çalışmaları doğru olduğunu kanıtlamış. Etkilendiğim
ikinci kısım da psikopatların soğukkanlılıklarıyla ilgili. Benim tanıdığım ilk
psikopat -kitap kahramanı olsa da- gönlümde de yer edinmiş olan Hannibal
Lecter’dır. Kitabını okuduğumda liseye gidiyordum ve ölürken hayatım film şeridi
olarak gözümün önünden geçecekse bir sahnede bu kitabı okuduğum gün de var.
Dünmüş gibi net hatırlıyorum. Kaç defa okumayacağım diye bıraktım ve her
seferinde beş dakika olmadan geri aldım elime. Hannibal kitabında değil ama
Kuzuların Sessizliği’nde (Yıllar sonra filmlerini de izledim. Benim için
Hannibal çok kötüyken Kuzuların Sessizliği çok iyiydi ve Anthony Hopkins benim
düşünebileceğim tek Hannibal hatta ve hatta benim için o Antony Hoppkins değil
Hannibal Lecter) Hannibal bir hemşirenin -yanlış hatırlamıyorsam- dilini
ısırıyor ve o sırada da tansiyon kalp vs ölçülen bir sağlık taramasında.
Hemşireyi ısırırken kalp ritmi değişmiyor bile. Bu tabi bence imkansız ve tam da
dizi/kitap için olabilecek bir şeydi. Ama değilmiş meğer. Neil Armstrong‘u
hepimiz biliriz. Nasıl biliriz? İyi biliriz. Meğer adam psikopatmış! Aya
inişleri sırasında yüzey şekilleri düzgün olmadığı için bir türlü inemiyorlar.
Bu sırada da yakıt bitiyor. Saniyeler içinde çarpıp ölme riskleri var, bu esnada
yardımcısı panik olurken Armstong sakin bir şekilde inişi tamamlıyor. Esas
ilginç olansa bu esnada kalp ritmi değişmiyor bile. Evde televizyon seyreden
biri gibi o anda. Düşünsenize yakıt bitti, her an yere çarpabilirsiniz ve inecek
yer bulamıyorsunuz! Sıfır panik! İşte yazar da diyor ki kritik görevler için en
uygun kişiler psikopatlardır ( ve yine bir sürü artısı sayılıyor, gene yok şöyle
mükemmel böyle müthiş vs vs ) Siyaset, borsa, askeriye vs vs vs.. Özellikle bu
ve benzeri alanlarda çok başarılı olmak için psikopatlık şart. Bir de
psikopatların en akılda kalan özellikleri bakışlarıymış ( katil olan psikopatlar
söz konusu ve bu söylem kurbanlara ait) bunun sebebi de normale göre daha az göz
kırpmalarıymış. Yani sürüngen gibi, diyor yazar, soğukkanlılığın getirisi olan
bu özellikler onların bakışlarına da yansıyormuş. Kitapta o kadar çok ilginç
kısım var ki böyle yazmakla bitmesi mümkün değil. Zaten kitabın da çoğunu çizdim
diyebilirim. Okunması çok keyifli bir kitap, o yüzden de herkese tavsiye
ediyorum!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder