27 Ocak 2017 Cuma

"ECDAD TARİH YAZMIŞ, EVLAT OKUMAKTAN ACİZ!" DİYEN DOĞRU DEMİŞ!

Uzun zamandır aklımdan olan fakat (burada bir parantez açıyor ve girişe hiç yakışmayacak ve konuyla da ilgisiz bir es veriyorum. Kafasında kırk tilki, kırkının kuyruğu birbirine değmez, oldukça hoş bir deyimdir bence ve en sevdiklerimdedir. Yaptığımız iş veya yaşadığımız olaylar fark etmez herkesin de kendine göre vardır düşündüğü şeyler. Şimdi ben bunu söylerken – birazdan yukarıdaki “fakat”ın ardından söyleyeceğim- bu kırk tilkinin; 1- atomun parçalanması 2- nötron proton zımbırtısı 3- zaman makinesi vs gibi konular üzerinde düşünen nitelikli tilkiler olduğu iddiasında değilim ki! Naçizane kafa karışıklığından bahsediyorum. Kullanan herkesin de böyle düşünerek kullandığına eminim. Geçen sosyal medyada bu söze söylenmiş cevap niteliğinde bir vecizeye rastladım: “Sizin kafanızdaki kırk tilki benim kafamdaki bir topal tavşanı kovalayamaz!” diye. Yemin ederim şapkam olsa çıkaracaktım, breh breh breh, dedim! Analar ne yiğitler doğuruyor! ) kafamdaki sayısı kırkı bulan ve kuyrukları da birbirine değmeyen tilkilerden bir türlü gündeme gelemeyen, her zamanki gibi bana yakışır abuklukta bir fikir az önce gördüğüm bir haberle gün yüzüne çıktı. Haber Diriliş-Ertuğrul dizisinden bahsediyordu. Malum oldukça sevilen bir dizi. Benim fikrim daha öncesine, Muhteşem Yüzyıl’a dayanıyor gerçi. İnsanların Muhteşem Yüzyıl’ı izledikten sonra inanılmaz bir keşif gibi, sanki bundan kimsenin haberi yoktu da tarihin gizli kalmış bilgileri birdenbire açıklandı gibi dizi hakkında söyledikleri; Süleyman böyle yapmış, Hürrem böylem demiş, İbrahim makbulken maktul olmuş vs diye konuşmaları, hele ki Mustafa’nın boğdurulmasından sonra daha elim ve daha vahim olmak üzere savcılığa suç duyurusunda falan bulunulması… Şaşkın surat işareti olsaydı da buraya kondursaydım çünkü insan resmen gözlerini belertip yanaklarını kızartmış o minik sarı yuvarlaklara dönüyor! İnsanların ilk defa yaşanıyormuş, sanki gerçekten o an yazılıyormuş gibi heyecanla beklemesi falan! Bak yine fal taşı gibi açılan gözler ve ben… Yok saray entrikalarıymış ,yok bilmem neymiş, yok öyle gösteriliyormuş, yok böyle yanlış anlatılıyormuş! Çoğunluk Mustafa adını ilk defa diziden duyarsa yanlışı doğrusu da karışır ya zaten! Benim tarihe farklı bir ilgim vardı, ilkokuldayken en sevdiğim iş evdeki Resimli Türk Tarihi’ni okumaktı. Hatta tarihçiler Mustafa’yı övdükçe ve boğdurulmayıp tahta geçseydi bambaşka bir tarih yazılırdı, dedikçe ben Mustafa’nın boğdurulmadığı bir dünyanın hayallerine dalardım! Ama benim söylemek istediğim şey de zaten insanlar bilgi yarışmalarında çıkan milyonda bir kişinin bildiği ıvır zıvır bilgileri bilsinler değil ki, Şehzade Mustafa yani! İnsan bunu bir diziden mi öğrenir! Neyse olabilir ki oldu hatta, tarih bilgimiz zayıfmış n’apalım… Bu da böyle bir anımız oldu işte dedim ve üzüntüyle bu süreci –halkımızın Kanuni dönemiyle yüzleşmesi- takip ettim. Muhteşem Yüzyıl’dan sonra birkaç tarih dizisi daha yapıldı sanırım ama tutmadı. Sonra Diriliş Ertuğrul bu alanda baya iddialı bir iş oldu. Ve hoop yenidoğanlara koyulan isimler listesi Top-10’a Ertuğrul hızlı bir giriş yaptı(mış)! Benim burada anlamadığım şey şu, yanı yazıyı yazma sebebim de diyebilirim; Osmanlı Devleti’ni hepimiz biliyoruz burası tamam. Osman Bey kurmuş bu da tamam. Eee gerisi? Ertuğrul Gazi sıradan bir dizi karakteri değil ki, adam yüzyıllar önce yaşamış zaten, Osman Bey’in babası… İnsan nasıl olur da tarihini bir diziden öğrenir! Bir diziyi izler de, “Vay be, ne yiğit adam! Dur, oğlumun adı Ertuğrul olsun,” der! Hele ki bilgi çağı dediğimiz su çağda, her şey elimizin altındayken… Tarihin Ertuğrul ve Süleyman’dan oluşmadığını öğrenmemiz için de illa yeni diziler mi gerekiyor! Tamam, ince ayrıntıları tabi ki bilemeyiz, mümkün değil de Ertuğrul Gazi? Şu anda bunları yazarken de kafamdaki tilkilerin kuyrukları birbirine karıştı resmen! Düşündükçe düşündükçe hırslanıyorum! İşte ben de kendi küçük dünyamda böyle saçma sapan şeyler düşünüp “Niye ya, neden, neden diziler olmadan insanlar tarihini öğrenmiyor, neden çocuğuna Ertuğrul ismini koymak için bir diziyi izlemesi gerekiyor!?” vs diye dertleniyorum. Böyle bir tarih, böyle kahramanlar, sonrasında da bunları dizilerden öğrenen bir halk!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder