Hakkında yorum yazmak için oldukça geç kaldım, çünkü Kasım 2009’da 1. baskısını yaptı ve okumaya niyeti olan zaten okumuştur. Çünkü raflarda yerini aldığı gibi çok popüler oldu, ikinci ve üçüncüsü çıktı hatta, sinemaya da uyarlandı. Oldukça çekici bir kapağı var ve Sunday Times’te yayınlanan “Olağanüstü.. Okuyucular kitabı okurken yerlerinden bile kıpırdayamayacak” yazısı neredeyse isimden bile önce gözüne çarpıyor. Arka kapakta yine bir sürü övgü.. 41 ülkede satış rekorları kırmış ve saire. Dolayısıyla insan böyle bir kitabı kaçırmamak, hemen alıp okumak istiyor. Hakikaten ben de okurken yerimden kımıldayamadım çünkü çoğunlukla rehavet bastı ve uyuklamaya başladım. Aslında bu yazdığım, bir kitap için hakaret bile sayılabilir, o kadar da kötü bir kitap değil ama benim yaşadığım gerçekten de bu. Fazlasıyla şişirilmiş abartılmış bir roman bence. Beklenti ne kadar yüksek olursa hayal kırıklığı da o kadar büyük oluyor. Gene de ikinci ve üçüncüsünü de aldım (seriyi bozmamak lazım) hatta ikinciye –hangi akla hizmetse- başladım bile… Ama sonra okunacak bu kadar çok kitap varken bir türlü içine giremediğim, yoğunlaşamadığım, saatlerce okuma sonucu ancak on sayfa ilerlediğim bir kitabı ısrarla okumaya çalışmanın ne mantığı var diye, düşünerek; daha sonra okunmak üzere kenara koydum. Çünkü başladığım hiçbir kitabı yarım bırakmam, şu anda “Ateşle Oynayan Kız” okunmayı bekliyor (ama açıkçası pek niyetim yok). Gerçi “Gözlerini Sımsıkı Kapat”a başladıktan sonra da biraz ara vermiştim ama meğer süper bir kitapmış, belki aynı durum bu kitap içinde geçerlidir, bilemiyorum. Her neyse konu sapmasın, “Ejderha Dövmeli Kız” benim için “olağanüstü” kesinlikle değildi. Uzun süre ite kaka ilerledi, hakkını yemeyeyim bir ara tempo baya hızlandı ama ben abartıldığı kadar beğenmedim. Aynı durumu “Olasılıksız”da da yaşamıştım, o da çok beğenilen bir kitap ama beni pek sarmamıştı. Uzun lafın kısası belki filmini izlemek, okumaktan daha mantıklıdır, naçizane fikrim, bilemiyorum…
“Hayır sözcüğünü ısrarını iki katına çıkartmak için bir çeşit teşvik gibi görenlerdendi, bu tür insanlara hiç direnmeden evet demek daha hayırlıydı.” (syf: 48)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder