21 Temmuz 2018 Cumartesi

Mağaza Çalışanları ve Kendini Bilmez İnsanların Rahatsız Edici Bakışlarının Mağdurları Derneği

Huzurlarınıza, vakit bulup yazsam da insanlık benim şu müthiş gözlemimden yararlansa, diye düşündüğüm bir durumla çıkıyorum ama doğruluğundan şüpheliyim. Şöyle ki sadece ben yaşıyor olabilirim bunu ama belki de yalnız değilimdir, belki de toplumun kanayan bir yarasına parmak basarım ve toplanıp “Mağaza Çalışanları ve Kendini Bilmez İnsanların Rahatsız Edici Bakışlarının Mağdurları Derneği” falan kurarız. Mağduriyetimize gelecek olursam da bazı mağazalardaki çalışanların tarafımıza yönelttiği ve kendimizi kötü hissetmemize neden olan “burada ne işin var” türü bakışlar… Eğer ki burada, ne alaka, falan dediyseniz gerisini okumasanız da olur; çünkü anlaşılan siz bizden değilsiniz! Aynı bakışları hisseden sevgili kardeşlerim için devam edeyim, olay şöyle gelişiyor: bir mağazaya giriyorsunuz, ama bu mağaza ne alırsan 30-40-50 tl olan mağazalardan değil; bu mağaza temizlik yaparken kullanırım tişörtlerinin 200-300 tl olduğu, evde giyerim elbiselerinin 500-600’e satıldığı mağazalardan. Daha kapıdan girdiğimiz gibi; artık fiyatları görünce bön bön bakmamızdan mıdır yoksa biz mi azıcık pısırık duruyoruz da kendimizi belli ediyoruz bilmiyorum ama nedense çalışanlar bize (tamam genellemeye gerek yok) bana, zaman kaybıymışım, ordan bir şey alamazmışım gibi bakıyor! Yani helal olsun insan sarrafı gibiler, tabi ki ordan bir şey almam muhtemelen –kesin- ama eziklemenize gerek var mı a sevgili satış danışmanları! Bir şey sorsak yarım yamalak cevap vermeler, görmezden gelmeler, daha da fenası gölge gibi peşinden gezip sen durdukça durup yürüdükçe yürümeler… yani biz de o kadar fakir değiliz, istesek alırız belki bir çorap! Hem belki ben çok zenginim, ne biliyorlar; parayla iman kimde belli olmaz ki!Her neyse bu satış danışmanlarının resmen, pis fakir ne işin var burada, minvalindeki bakışlarından çok çok rahatsızım! Muhtemelen çalışanların aldığı maaş benimkinden azdır ya da haydi diyelim ki fazla olsun; bu, karşındaki insanı ezecek şekilde, düşüncelerini belli edecek şekilde bakmanı gerektirmez ki! Bir de sanırsın mağazayı üstüne yapmışlar. Sonuçta sen de oranın çalışanısın, çıkınca eve minibüsle gideceksin belki, ne farkın var benden de bu havalara, triplere giriyorsun! Ki onu da geçtim, mağazanın sahibi de olsan bu tavra hakkın yok! Sen kimsin ki! Kimsin sen kardeşim! Kimsin ulan! Neyse biraz sakinleşelim! Ama var böyle insanlar. Sadece mağazalar için değil hayatınız için de… En olmayacak zaman ve konularda sizi ezmeye çalışan, size kendinizi beceriksiz ya da tembel ya da düşüncesiz ya da ya da ya da uzar gider işte… Size kendinizi kötü hissettiren insanlar. Bilip bilmeden sırf saçma bir kibirle kendini sizden üstün görenler. Oysaki baktığınızda iki göz, bir burun, bir ağız. Kulak olsun, el ayak olsun, ne farkımız var; semer çıktı mı eşek yine eşek, üzerindeki 5 tl olsa ne 500 tl olsa ne. Bazı konularda yetenekli olsa ne çok çalışkan olsa ne! Ne yani! Evet, işte burada derneğimizin amacını açıklıyorum: bir araya gelip hayatımızın her alanında var olmaya çalışan bu tür insanları yıldırmak! Nasıl mı? Çok basit. Onları yok sayarak! Çünkü bir insanı yok saymak, hele ki bu tür insanlar için en büyük cezadır! Ne var yani beş kuruşum yok diye pijamaların 400 tl olduğu mağazaları gezemez miyim, belki sadece bakınmaya geldim, Allah Allah!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder